EAB-Hoşgeldiniz-EAB

20 Şubat 2010 Cumartesi

İSTANBUL

Farklı dillerin aynı anlama gelen kelimeleriydi İstanbul,
Bir diğerini ötekine anlatmak için.
Yalnız kalmış bir tiryaki gibi dolaşmaktı Nevizade çıkışlarında
Asortik olsan da sarhoş olunca kedi önünde ceketini iliklediğini göstermek için.
Üstadın Sisine inat günün doğuşunu izlemekti

Taşı toprağı altın diyeretkten
Kaldırım taşı söküp polis avlamaktı.
Boğaza bakan bir yamaca park etmek arabanı
Sevişmekti sabaha kadar sevmesen de bir kadınla
Sonra bırakmaktı kağıt gemilerle günahları.

İstanbul farklı olmaktı o kadar benzerinin arasında
Beyler beyi motorunu Venedik gondoluna tercih etmekti
Boğulma korkusunun tadına varmak endişesiyle

Toplumcu olmaktı köküne kadar her şiirinde
Ama görünce Alibey’i anlamaktı kifayetsizliği
Sonra taşımaktı sanat kaygısını
Yaşamaktı Pera’yı…

Bir İstanbulluyu sevmek gerekmezdi Aşık olmak için
Ya da burada camiiye girmek için Müslüman olmak şartı yoktu…


EAB(Alef)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder